En kötü günlerimiz hep böyle olsun

Naim Dilmener

İlhan İrem, 'gürültü' çıkarmadan bildiğince yazıp söylediği müzik yaşamının 30. yılını kutluyor. İlk şarkısı 'Birleşsin Bütün Eller'in de yer aldığı 'Bir Meleğe Âşık Oldum' çıktı

 Yıl 1973. On sekizine henüz girmiş İlhan İrem, bir başına Bursa'dan kalkıp İstanbul yollarına düşüyor. Cebinde beş-on bestesi ile oldukça umutlu. Grünberglerin kapısını çalıyor ilk olarak. Ama onlar, bir başka yetenekle, Nilüfer'le çok meşgullerdir. Bunun üzerine Diskotür'ün kapısı çalınıyor. 'Birleşsin Bütün Eller/Bazen Neşe Bazen Keder' adlı ilk 45'lik derhal yapılır. Şarkılar hazırdır ve İlhan İrem, Bursa Koleji'nde okumaktayken, okul orkestrası ile bu şarkıları defalarca sahnede söylemiştir. O güne kadar her türden yetenek ile karşılaşmış olan Antuan Şoriz bile şaşkındır. Genç şarkıcısını 'deneme' kaydı için stüdyoya sokmuş ama sonucun mükemmelliği üzerine, yeni bir kayda gerek olmadığını söyleyip, plağın basılma emrini vermiştir...
Yıl 2003. Tam otuz yıl sonrası. İlhan İrem, ilk 45'liğindeki iki şarkının da dahil edildiği 'Bir Meleğe Âşık Oldum' albümünü sunuyor bizlere. Otuzuncu yılda, İlhan İrem hayranlarına verilmiş benzersiz bir armağan bu.
Bir zamandır; bir yandan belirli bir 'tema' üzerine kurulmuş albümlerini temizlenmiş ve yenilenmiş kayıtlarla disklere aktaran sanatçı, bir yandan da 'The Best Of İlhan İrem...' adını verdiği bir seri albümle de, otuz yıla yayılmış bütün önemli şarkılarını bir araya toplamakta. 'Bir Meleğe Âşık Oldum' da, bu serinin dördüncü albümü. Bu seri boyunca şarkıcıyı mektup-telefon ve mail'lere boğup 'Neden Birleşsin Bütün Eller yok?' diye soran (bu satırların yazarının da aralarında olduğu) hayranları, nihayet sorularının cevabını almış oldular. Bu ilk plak, fazla gürültü çıkarmadan kutlanmasına karar verilmiş 'otuzuncu yıl'a saklanmış meğer.

Her zaman özgür
'Gürültü' çıkarmadan bildiğince yazmak-söylemek İlhan İrem'in en önemli özelliği zaten. Hiçbir zaman birilerine yaslanarak var olmayı seçmedi. Her zaman 'özgür' olmayı tercih etti. Basının ya da televizyonun 'İlhan İrem hayranları' yaratma isteğini görmezden geldi, peşinden gelmek isteyenlerin, kendi yollarını kendilerinin çizmesini istedi. Dışardan hiçbir dayatma olmadan kararını vermiş kitlenin 'kalıcı' olduğuna inandı ve yanılmadı. Bu nedenledir ki, binlerce hayran her yeni albümü piyasaya çıktığı anda kapışıyor ve müzik piyasasına şu dersi vermeye çalışıyor: 'Bizi kandıramazsınız. Biz, reklamsız ve tanıtımsız da yolumuzu buluruz...'
'Siyah Eldiven', 'Herneyse' ve 'Noktürn' adlı üç yeni şarkı ile de desteklenmiş bu son albümde tam 18 şarkı var. Bunların arasında; 'Aşk Değil Nefret Değil', 'Yıllanmış Şarap', 'Sevgi Yetmez' gibi çok sevilmiş şarkılar ve 'Bal Ağızlım' ile 'Hasretim Sana' gibi (kelimenin tam anlamıyla) 'bağımlılık' yaratmış klasikler de var. Tamamen müziğe adanmış otuz yılın; hem kırılgan ve naif, hem de yaşama sevinci ile dolup taşan anlarından süzülüp oluşturulmuş bu albüme kayıtsız kalınması mümkün değil. Herhangi bir İlhan İrem albümünde olduğu gibi.
Teşekkürler İlhan İrem. Müthiş bir hediyeydi bu. Artık sıra birçok diskten oluşacak, içinde yeni şarkıların da olduğu bir 'kutu'ya geldi. Her yeni şarkı, her yeni albüm, bize; 'Bir varmış bir yokmuş...' diye masal anlatanlara karşı durma gücü vermekte, 'biribirine düşen kuklalar'dan biri olmamızı engellemekte. Koca bir kutunun yaptıracakları ise saymakla bitmez.