“IŞIK VE SEVGİ ÇAĞI YAKLAŞIYOR”

  

Müzik dünyasındaki 35. yılınızı geride bıraktınız. Albümlerinizde ve eserlerinizde bir yandan hep kendi ruhunuzun derinliklerinde dolaştınız, bir yandan da siyasal gündemden hiç kopmadınız, olup bitene tepkinizi, şarkılarınızla, yazılarınızla gösterdiniz? Neler değişti sizde ve Türkiye’de ve dünyada bu 35 yıl içinde? Nasıl değerlendiriyorsunuz gidişatı?

Hava bozdu! Güzel insanlar evlerine kaçıştı… Sokaklar başkalarına kaldı.
Hissizliğin istilası, Ionesco’nun Gergedanlar’ını gölgede bıraktı.
Ekonomiler çöktü, doğa tükendi, Dünya bir hesaplaşma noktasına geldi.
Tarihin en büyük dönüşümü yaklaşıyor.
Böyle bir katastrof arifesinde, insanlığın durumu içler acısı! Türkiye ise tamamen kayıp.
ABD ve AB’nin uydusu olarak meçhul bir geleceğe sürükleniyor.
Ülkede şu an egemen olan hayat tarzı ve kafa yapısı, Büyük Ortadoğu Projesi’nin parçası.
“Ilımlı İslam” modeli, onyıllar öncesinden planlanmış bir oyun.
Savaşları haksız, politikaları yanlış, bütün sistemleri, kurguları ve öngörüleri çökmüş olan Amerika Birleşik Devletleri’nin, dünya ile birlikte  kendi sonunu da hazırlayabilecek global arsızlık senaryosu.
Sahnelenenlerin içerideki destekçileri faaliyetlerini arttırdılar.
Birileri “özürlü” imzalar toplarken, ötekiler şaibeli seçmen kütükleri ile son kalelere doğru yürüyor.
Yerkürenin ve bu coğrafyanın durumu böyle.
Yangının izleri bazen şarkılarıma yansıyor. Ama, gece ormanının sakinlerinden değilim.
Huzur yolculuğumun vardığı cenneti anlatıyorum. 
Şarkılarımın çekim alanında, gergedanlarla uzlaşmayan güzel insanlar var.
Anlamsızlıkların sonsuz bir derya içinde eridiği ışık ve aşk yolculukları yaşanıyor.
Koordinatları soyut olmayan İrembağı’na, düzeni reddeden bir anlık düşünce değişimi ile ulaşılabilir.
“Düşler ve Ötesi” albümünün kapağında yazdığı gibi; “Bütün geçmiş tek bir an için.”
Sayısız ihtimallerden biri özgürce seçilir… Diğer olasılıklar aynı anda gerçekleşir.
Açılan ve kapanan gözler, komşu bahçelerin birbirine karışmış baharlarıdır.
Şarkılarım dönüştürücü bir dokunuş taşıyor.
O devrimi yüreklerinde hisseden masum ruhlar sessizce çoğalıyor.

 

1989 yılında yazdığınız ve o dönem yasaklanan “Blues for Molla”yı yıllar sonra, şimdi yayınladınız.
Bu zamanlamanın özel bir sebebi var mı?

Dincilik, daha da kara katatonik bir şeye dönüştü.
Artık “Blues For Molla” çocuk şarkısı sayılır.

 

Siz her zaman kendiniz olarak var olmayı, değişen zamana, medyaya direnmeyi seçtiniz.
Bu, özellikle Türkiye gibi bir ülkede, bir müzisyenin ayakta kalması için çok zorlu bir yol değil mi?

“Değişen Zaman” geriye doğru uzaklaşan bir saatin kadranından bakanlar…
Kronik cinnet ve derin koma halindeler. Bırakın ilerlemeyi, bu şuursuzlukla durabilmeleri bile büyük başarı olur.
Birbirini kutsayan hissiz robotlara dönüşerek, hızla sıradanlaşıyorlar.
Algıları tükendiği için, büyük resimlere, farklı açılımlara, sıradışı kavramlara kapalılar.
Yüksek derinlikleri kendi boyutlarına indirgeyip rahatlamaya çalışırlar.
Diğer “dış” etkenlerin yanısıra, “Mustafa” filminin bilinçaltındaki öz budur…
Vasatların egemenleştiği toplumlarda “Gibi Olma Sendromu” baştacı edilir.
Arz ve talebin gözleri karşılıklı olarak kapandıkça, nitelik kavramı buharlaşır.
Sevginin, yaratmanın, üretmenin yerini şirretlik, sinsilik ve hırsızlık alır.
Sonsuz zekanın parçası olan yürek büyüsünü, başka boyutları anlatıyorum.
Bu tükeniş çağından ötelerde “aşk” oldum.

 

12 Eylül sonrası gördüğünüz manzarayla inzivaya çekildiniz ama sanatsal üretimi hiç bırakmadınız. Özellikle son yıllarda yeni albümlerle, kitaplarınızla ve 2006’dan beri verdiğiniz konserlerle daha çok göz önündesiniz. Bunun sebebi olan bitene tepkinizi, sessizce değil de sesinizi daha çok duyurarak gösterme ihtiyacı mıydı?

35 yıl boyunca izleyicilerimle hiç ayrılmadık. Şarkılar aleminde ruhsal haberleşmeler kesintisiz sürüyor.
Seneler sonra fizik olarak da buluşmak tarifsiz bir duygu.
Pek çok yöreden yoğun çağrılar alıyorum. Konserler sürecek.

 

Bir röportajınızda “Ortalık bu kadar seviyesizleşmişken, kendi cumhuriyetimi kurdum” diyorsunuz? İrem Cumhuriyeti nasıl bir devlet? İrem Toplumu’nun nasıl bir karakteri var?

Bu ölümcül çağa karşı, “böyle de olabilir” mantrasıyla büyüyen, “Işık ve Sevgi” çağı.

 

Yakında yeni bir albümle izleyenlerinizi sevindirecek misiniz?

Gece yolculukları sürdükçe yeni albümler yayınlanacak.
İki yıldır yazdığım yeni albümün çalışmaları biraz daha zaman alacak.
Öncesinde, çocuklara özel bir albüm var.
Adı “Tozpembe” olan albümün alt başlığı; “Progressive Çocuk Şarkıları”
Yayın tarihi 26 Aralık.

Işık ve sevgiyle…

 

“Işık ve sevgi çağı yaklaşıyor” (Ocak 2009) (Özel)

 

………

 

Travel Zone; “İlhan İrem’in yanıtlarının uzun ve karmaşık olduğunu” belirterek,
“kısaltma anlamında bir edit çalışması” için sanatçıdan izin istemiştir.
“Yanıtların aynen yayınlanması” koşuluyla, gerçekleştirilen röportaja,
İlhan İrem tarfından kısaltma izni verilmemiş ve yayın iptal edilmiştir.
Travel Zone, Garanti Bankasının, Atatürk Havalimanı İç ve Dış hatlar
“Garanti VIP Lounge Zone” yolcularına özel seyahat gazetesidir.
Yukarıda röportajın tam metni yer almaktadır.
(iba) İrembağı / Arşiv