Işık ve Sevgiyle
Özlem Süyev

Yıllardır oldukça sık değişen beğenilerim ve yenilik arayışım içerisinde her daim sevdiğim ses İlhan İrem’e aittir. Çocukluğumdan bu yana onun eserlerini her dinleyişimde etkilenirim. Şarkıları hüzünlü olsalar da benim içime umut duygusu aşılarlar. Belki de unutulmayan seslerden biri olmasının ve hala 70’li yıllarda yaptığı şarkılarının dinlenip sevilmesinin, 40 bini aşkın üyesi olan İrem Bağı’nın her geçen gün yeni üyeler kazanıp bir çığ gibi büyümesinin nedeni, onun ruhlarımıza kurmayı başarabildiği mistik köprüdür. O kendi düşüncelerinin koridorundan, çok uzun ve zorlu yolculukların ardından sesleniyor bize...


- Geçtiğimiz yıl, Sevgililer Günü/The Best Of İlhan İrem 1 albümü çıkmıştı. İkinci The Best Of İlhan İrem albümü merakla bekleniyor. Bu albümün hazırlıkları ne aşamada?
- Sanıyorum yılbaşında piyasada olacak.Yalnız bu albüm ilkinden biraz farklı nitelik taşıyacak. A yüzünde, ilkinde olduğu gibi yine 70’li, 80’li yıllardaki duygusal çalışmalarım, B yüzünde ise bugünkü anlatımlarımın temelini oluşturan rock balatlarım yer alacak.
 
- Daha önce de belirtmiştim. Ben sizin eserlerinizi dinlerken garip bir huzur duygusuyla doluyorum. Bu hissi Doğan Canku’nun parçalarında da yaşıyorum. Ona bunun nedeninin ne olabileceğini sorduğumda, eserlerini üretmeden ve seslendirmeden önce meditasyon yaptığını söylemişti.İlhan İrem’in de böyle bir tekniği var mı?
- Ben de meditasyon yapıyorum ama onunki gibi teknik boyutta değil. Ben gecenin ilerleyen saatlerinde bir klasik müzik albümünü müzik setime yerleştiriyor, evdeki tüm camları açıyor, koltuğuma uzanarak vücudumda birikmiş olan tüm olumsuz enerjilerden arınmaya çalışıyorum ve bu esnada görmüş, yaşamış olduklarımı müziğime, sözlerime, hikayelerime yansıtıyorum. Bu nedenle beni dinleyenler, farklı düşünce derinliklerine doğru yol almaya başlıyorlar.
 
- Şu sıralar müzik piyasasında sadece eski parçalarınızla yer alıyorsunuz, yeni bir albüm sunmuyorsunuz.buna bir tür kaçış diyebilir miyiz?
- Aslında bir kaçış değil. Sadece fast food müziğe, ticarete bir şekilde paçayı kaptırmamak, geriden gelen kitlenin uğultusuna kulak vermemek ya da onların etkili görünen kalabalığından küçücük bir “sebeplenme” beklentisine girmek istemiyorum. Ben 23 yıl önce müzik serüvenime başladım. Ürettiğim parçaların büyüsüne, müzikalitesine bugünkü müzik gündeminin henüz ulaşamadığına inanıyorum. Bugün yaşanan kaosa baktığımda, daha çok uzun yıllar ulaşılamıyacağı kanısındayım. Bu benim şarkılarımın evrensel yapı taşımalarının yanı sıra toplumun uzun yıllardan beri geri itilişinin de bir sonucu.
 
- Peki İlhan İrem’in tarzı nedir? Ürettiklerinize baktığımızda sizi pop müzik sanatçısı olarak nitelendiremiyoruz.
- Dile getirmek istediğim duygulara yetersiz kaldığı için, çok uzun yıllar önce pop müziği noktaladım. Şiirsel ve senfonik anlatımlı konsept çalışmalarla, özellikle “Koridor” ve “Romans”da belirginleşen, ilk görüntüde Senfonik Rock denilebilecek bir klasik müzik yapısı içindeyim.

- İlhan İrem’in hep eski parçalarını mı dinleyeceğiz? Yeni çalışma gelmeyecek mi?
- Gelecek tabii...1994 senesinde yayınlanan “Koridor” ve onun meditasyon versiyonu “Romans” albümünün devamı olarak üç senedir üzerinde çalıştığım bir albüm var.yaklaşık 60 dakikalık konsept bir çalışma olacak. Bu albümün 1997 senesinde çıkmasını planlıyorum.albümün yayınlandığı günlerde de 4. kitabım ve ilk romanım olan “Koridor”u yayınlayacağım. Böylece 12 yıllık “Koridor” macerası, iki albüm ve bir roman ile noktalanmış olacak.