O aÅk kokan kızın saçlarından
Papatyalar dökülüyordu sonsuzluÄuma.
Eski makinenin gürültüsünde
Titrek ıÅıklı bobinler yansıttı duvara.
ÃoÄu gitmiÅ bir niÅan pastasına arkası dönük,
                                                                       bakıyordu.
Åeffaf, diÅi satenler içinde, aÅk kokuyordu
GüneÅ seviÅmeleri sonrasında
Sıcak, hülyalı, gizemli...
Olmadık yarınların çocuksu korkusuzluÄunda
Åimdiye yürüdü çözülmüŠsevdalardan.
Yanık teninden aralanmıŠsedefli dudaklarıyla
- O, o zaman öyle susuyordu -
Birer pusulaydı gözleri derin hüzünlerde,
Ãyle bakıyordu.
IÅıÄı yakalanmamıŠbir uzak gezegen
Sunmak için tohumlarını hayata,
YalnızlıÄıma kayan yıldızlar gibi
El deÄmemiÅ Åehvetlerle titreÅiyordu.
Sen, eski zamanların gürültülü / sessiz filmlerinde
DokunuÅlara davetkar susarken
Askı beyazlı yanık tenin,
İnce belin ve göÄüslerin gülüÅüyordu titreÅerek.
Arada onyedi yıllık bir dantel vardı.
Askılar koptu, hayata indi sevdalar
Geldin.
Bütün anlamlar içinde, öyle sus !
YavaÅca aralansın sedefli dudakların
Bana öyle titrek, öyle yakalanmaz bak !
-Hala aÅk kokuyorsun-
Kainatlara yükselmiŠduyargalarım
YaÅanmamıŠhazlarla okÅuyor saçlarını.
Bizli rüyalarda uyuyorsun...
DüŠötesi maceralarla irkileceksem uyandıÄında
Uyu, derin bakıÅlarımızın içiçe geçmiÅ
labirent bilmecelerinde.
|